Salı, Nisan 14, 2009

eşeğin ergenekonuna su kaçırmak

türkan saylan'ın ev gözaltısına alınması, sanırım ergenekon dava sürecinde önemli bir dönüm noktası oluşturacak. bugüne kadar gözaltına alınan isimler, bir biçimde 'acaba?' sorusunu sorduracak isimlerdi; ama türkan saylan, birilerinin ergenekon davası üzerinden kapatmak istediği başka davalar, hesaplar olduğunu da artık açık etti.

bu ülkedeki islamcılar'ın en gıcık olduğu isimler listesi son yirmi yılda muhtelif zamanlar çıkarılsaydı, türkan saylan hep en başa oynardı. annesinin hıristiyan dönmesi olduğu iddialarından, çağdaş yaşamı destekleme derneği'nin aslında misyonerlik etkinlikleri yürütüyor oluşuna kadar...

misyonerlik etkinliklerini ilk dile getirenlerden biri kimdi dersiniz? lider kadrosu şu anda ergenekon'dan dolayı hapiste olan aydınlık dergisi çevresi. çydd, bu iddiaya okkalı bir yanıtı zamanında vermişti. ancak fethullahçılar, aydınlık'ın attığı pası gole çevirmek için uzun süredir uğraıp duruyor. hatta yukarıda verdiğim linkte mit'in ilgili yazışmasını bile koymuşlar. ancak bunu yaparken de kendilerini yalanlamışlar. çünkü yazışma, aslında celal gökyay isimli birinin ihbarı üzerine içişleri bakanlığı'nın 'bu nedir?' sorusunun mit tarafından yanıtlanmasından ibaret. olsun, karalamak için yeterli malzeme mi, evet. koy gitsin öyleyse.

türkan saylan'ın darbeciliğe açık ve koşulsuz karşı çıktığı için izmir mitinginde düzenleyiciler tarafından konuşturulmadığını da anımsatayım. peki, özellikle türkan saylan ve tijen mergen neden gözaltına alındı? benim aklıma gelen iki neden var:

* ergenekon soruşturması, akp'nin inisiyatifinden bu hamleyle birlikte tamamen çıktı. herkesin sizi zayıflamış saydığı bir seçimden sonra en son isteyeceğiniz şey, kendisiyle darbe arasına mesafe koymuş, saygın bir ismi kamuoyunun önüne suçlu olarak çıkarmaya çalışarak kutuplaşmayı artırmak. bu hamleyle birlikte, akp'ye karşı şehirli kitleler daha bir koşulsuz bilenecek. akp'nin de bunun olumsuz sonuçlarının farkında olduğunu düşünüyorum.

* peki bu soruşturma kimin inisiyatifinde derseniz, zaman ve aksiyon'daki coşkuya bakarsanız anlarsınız. ancak neden şimdi derseniz, ona bir yanıtım var: bundan önceki birkaç ay boyunca kılıçlar gösteriliyordu. artık kılıçlar çıkarıldı, peşrev faslına geldik. öteki kılıç ise tsk'nin elinde. tsk'nin yeni sistem içinde çenesini tutma çabası, bir misilleme gelmeyeceği anlamına gelmez. o misilleme ise, belki de yüksek askeri şura toplantısında gelecek. rivayete göre, tsk, epey bir subay / astsubayı bu yaş toplantısında 'temizlemeye' hazırlanıyor. özellikle astsubaylar arasında fethullahçılar'ın giderek artan bir kadrolaşma çalışması yürüttüğü, herkesin malumu. bu yaş toplantısında kalabalık bir ihraç listesi hükümetin önüne konabilir.

bunları altalta dizdiğinizde resim netleşiyor aslında. otoriter, faşizan bir yapının tasfiye edilmeye çalışıldığı doğru; ancak onun yerine konacak şey, bu gidişle, muhafazakar / faşizan başka bir grubun kendi otoriter yapısından başka bir şey olmayacak. bu kavga henüz yeni başlıyor, ancak bu kavgadan demokratikleşme çıkacağını beklemek için su katılmamış salak olmak gerek.

Hiç yorum yok: