Çarşamba, Mayıs 30, 2007

sanat yapıtının alıcısı

efes pilsen one love festival'da bu yıl kendisine headliner payesi biçilen topluluklardan biri de, brooklyn funk essentials. topluluk, türkiye'ye ilk kez o günlerde henüz taze ve enerjik olan fuji world music days çerçevesinde gelmişti. sahnede gerçekten de 'funky' idiler.

sonra o günlerde henüz alıp başını gitmeyen crossover çalışmalardan birini yaptılar laço tayfa ile. "in the buzzbag" adlı o albüm, türkiye'de çıkmış, gelmiş geçmiş en iyi çiftkültürlü crossover iş oldu. craig harris ve barbaros erköse'nin yine o günlerde yayınlanan, aynı ruha ama farklı bir janra sahip "istanbul"u ve burhan öcal'in cemaleddin tacuma ile yaptığı "groove alla turca" o kadar da tutmadı. "in the buzzbag" kıpır kıpır bir albümdü, funk'tan ska'ya uzanan batılı ritmler, trakya'nın fıkır fıkır ritmleri ile çok başarılı bir biçimde bir araya gelmişti.

sonra albüm kısıtlı bir kitleden kurtulup, istanbul'daki kulaktan kulağa mekanizmasının yardımıyla popüler oldu. istiklal caddesi dükkanlarındaki vazgeçilmez yerini aldı ve popülerliğin hakkını vermeye başladı. ama dinleyici kitlesi değiştikçe, sanki dinleme biçimi, daha doğrusu müziğin çevresindeki konnotasyon da değişti. ilginçtir, benim için bu albüm, bir sanat yapıtının yaşadıkça bitmemiş kalışının en güzel örneğidir. şimdi popülerleşmenin hakkını vermekle birlikte, bambaşka bir müzikal anlam kazandı.

o müzikal anlam çerçevesinde, iyi ya da kötü müzik yaptıklarından bağımsız olarak, hüsnü şenlendirici ile birlikte çıkacakları konsere gitmek istediğimden emin değilim.

Hiç yorum yok: