Cuma, Ekim 13, 2006

iki ödül, bir gazete

yıllar önce, 12 eylül faşist rejiminin etkisinin bugünkünden daha fazla hissedildiği günlerde, ülkeyi yönetenler, atatürk barış ödülü diye bir ödül verme kararı almışlardı. 1986 yılında, ilk ödülü nato eski genel sekreteri joseph luns’un almasına bakılırsa, ödülün kimler tarafından hangi motivasyonla verilmeye başlandığı ortaya çıkar. ödülü alan dördüncü kişi, darbeci general kenan evren olmuştu. başka ülkelerde hapse atılan darbecileri biz ödüllerle besliyoruz, bunun da kılıfı ‘atatürk’ adı oluyor.

neyse, konumuz bu değil. iki yıl sonraki ödül de nelson mandela’ya verilmişti. kenan evren ve nelson mandela’nın adını aynı yerde görürseniz nasıl bir tepki verirsiniz? türkiye, bu ucubeyi de başarabilen bir ülke. biri işkenceci bir general, diğeri işkencelerden geçmiş, ama ülkesinde ırkçılığa karşı mücadelesiyle ayakta durmuş bir savaşçı. mandela da bu tuhaflığı görmüş olmalı ki, türkiye’deki insan hakları ihlallerinden dolayı ödülü reddetti.

bir gün sonra, 'hürriyet’in manşeti, “çirkin afrikalı” idi. mandela gibi tüm dünyanın saygınlığını kazanmış bir dava adamına böyle fütursuzca bok atabilen, ırkçı bir gazeteden söz ediyoruz.
bunu yapabilen gazetenin orhan pamuk’un nobel ödülü’nü kazanmasını kutlamayı beklemek anlamsızdı. ancak ertuğrul özkök’ün her yanından sinsilik damlayan o klasik cümlelerinin tarihsel arka planını anımsamak da şart.

bu yüzden, ümit kıvanç’ın iki yıl önce http://www.haysiyet.com/ da yazdığı bir yazıyı alıntılamak ihtiyacını hissettim. onları sunmadan önce, atatürk barış ödülü'nü anımsatayım. 2000 yılında çöpe atıldı. ama 'hürriyet', işlevini yerine getirmeye devam ediyor:

hürriyet, devlet bu toplumu nereye yönlendirmek, nasıl sürüklemek ve yönetmek istiyorsa bunun gereğini yapmaktır.
hürriyet, "kıbrıs davası"nın, devletin gizli bir planına dayanan gizli örgütlenmesi ve faaliyeti olmaktan çıkarılıp "millet"e benimsetilmiş bir "dava" haline getirilmesidir.
hürriyet, milliyetçi hezeyanların kışkırtılmasıdır.
hürriyet, devletten bahsederken "biz" demektir.
hürriyet, türkiye'yi devletin türkiye'si saymaktır.
hürriyet, devletin derinliklerinde yapılan gizli hesapların gereklerini halk diline tercüme etmektir.
hürriyet, emin çölaşan'dır.
hürriyet, otuz küsur kişinin öldürüldüğü, mahkûmların canlı canlı ateşe verildiği bir operasyonu "devlet girdi" diye sunmaktır.
hürriyet, sendikasız, güvencesiz işçilerin, yoksul köylülerin, köyleri boşaltılmış, aç açıkta kalmış insanların, büyük şehir varoşlarında çöp toplayan çocukların görünmediği bir tablodur.
hürriyet, yoksulluğun, işsizliğin sözünün edilmediği, bunlardan sözetmeye kalkışanların alay konusu edildiği bir görmemişler eğlencesidir.
hürriyet, yoksunların, iktidar sahibi olmayanların âdeta aşağılandığı, neoliberal şımarıklıkların, küstahlıkların "lifestyle" ambalajıyla gözümüze sokulduğu, sonradan görmeliğin hakikatin keşfi kılığına büründürüldüğü bir elitler âlemidir.
hürriyet, yönetici gazetecinin kendine hayranlığı ve narsisizminin bir tarz olarak geçerli kılındığı, bu tarza uygun gazetecilerin, yazarların yetiştirildiği bir kolejdir.
hürriyet, ayşe arman'dır.
hürriyet, gazetecilik mesleğinin tanımında yeralan temel ölçütlerin havaya uçurulmasıdır.
hürriyet, gazeteciliğin aslî itici güçlerinin yerine bambaşka amaçların geçirilmesi, gazeteciliğin meşruiyet kaynaklarının gazetecilik dışında bambaşka alanlarda aranmasıdır.
hürriyet, gazeteciliğin, genel olarak güçlünün, özel olarak "mal sahibinin" emrine verilişinin manifestosudur.
hürriyet, ertuğrul özkök'tür.
hürriyet, sadece para değil iktidar peşinde de koşan, tekelci bir işadamının "amiral gemisi"dir.
hürriyet, "büyük gazete"dir.
hürriyet, aydın doğan'dır.
hürriyet, türkiye'de "mühim işlerin" nasıl döndüğünü anlamak isteyen birinin ilk elde incelemesi gereken veri topluluğudur.
hürriyet, türkiye'nin egemen düzeni, resmî kültürü ve yerleşik, yaygın saplantıları, takıntıları, ergenlik belirtileri, olmamışlıkları, kompleksleri konusunda ana kaynaktır.
hürriyet, türkiye'de yaşayan insanların, eğer insanca yaşamak istiyorlarsa değiştirmek zorunda bulundukları her şeydir.
evet, doğru, bu anlamda hürriyet, sadece bir yüzüdür, ama türkiye'dir, hürriyet, sadece bir yüzüdür, ama yaşamdır, hürriyet, adının ifade ettiği veya çağrıştırdığı şeylerle birlikte anılamayacak ne varsa odur.

Hiç yorum yok: