Perşembe, Haziran 14, 2007

arkadaş sohbetinde "yabancı sermaye" -2-

hazine müsteşarlığı dün öğleden sonra “uluslararası doğrudan yatırımlar raporu 2006”yı yayınladı. bir kısmı bugünkü bazı gazetelerde var. çok kısa notlarla birkaç gündür süren tartışmada ortaya konan anafikirler hakkında detaylı değerlendirme olanağı sunacak rakamları sergileyelim;

2006’da tüm dünya ekonomisinde uluslararası doğrudan yatırımların bir önceki yıla göre artış oranı yüzde 34,3 olmuş. türkiye’de ise bu oran yüzde 105,7 olarak gerçekleşmiş. yani türkiye, dünya ortalamasının üç kat üstünde yabancı sermaye çekmiş.

20 milyar 168 milyon dolarlık türkiye’ye gelen yabancı sermayenin 2 milyar 922 milyon doları, şu çok tartışılan yabancılara gayrimenkul satışıyla sağlanmış. yani istihdam, üretim, gelir artışına katkısı sıfır. tabi adamların aldıkları gayrimenkullerde (konut, arsa, vs...) çalıştırdıkları hizmetliler hariç. (ki çalıştırırlar mı bilmiyorum) haa, tabi denebilir ki “bu para da sonuçta bu ülke insanının cebine girdi”. evet, doğru ama cebine bu yolla para girenlerin sayısının toplasan bini geçmeyeceğini düşünürsek topyekun kalkınmaya mı yoksa yeni zenginler yaratılmasına mı hizmet ettiği, ediyorsa da ne kadar ettiği de tartışılır.

toplam yabancı sermaye tutarının 15,4 milyar doları şirket birleşme ve devralmalarıyla sağlanmış. bunun 13 milyar 239 milyon doları da sadece beş şirketin, telsim, denizbank, finansbank, türk telekom ve petrol ofisi’nin satışından sağlanmış. 1 milyar 768 milyon dolar da özelleştirilen kuruluşların 2006’da gerçekleşen satış bedeli tahsilatlarıyla elde edilmiş.

hazine, ernst & young’ın birleşme ve satın alma işlemleri raporu’ndan alıntılar yapmış. bu rapora göre de birleşme ve satın almaların ulaştığı toplam tutar 18,3 milyar dolar görünüyor. değeri açıklanmamış işlemlerle bu rakamın 19,2 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. aradaki rakamsal farklılıklar iki kurumun sorumluluğunda...

yabancı sermayenin gözde sektörleri yüzde 44 payla finans, yüzde 40,5 payla telekomünikasyon olmuş.

şimdi iki çarpıcı (benim açımdan) veri var. birincisi yeni yatırımlarla ilgili. türkiye’ye son beş yılda yabancılar tarafından 1007 yeni yatırım için başvuru yapılmış. bunların tamamı teşvik belgesi almış. toplam tutarları 12 milyar 260 milyon dolar olmakla birlikte ne zaman bitecekleri konusunda raporda ayrıntı yer almamış. 2002’den itibaren yer verilen proje bilgilerinin hangilerinin tamamlanıp kaç kişiye istihdam sağladığı da belirtilmemiş. ancak bu 1007 projeden “tamamen yeni/sıfırdan başlatılan proje” olarak belirlenenlerin sayısı 431 olarak ifade edilmiş. yani toplamın adet olarak yüzde 43’ü. tutar olarak ise tamamen yeni projelerin bedeli 4 milyar 550 milyon dolar. yani toplamın yüzde 37’si. tamamen yeni projelerin sayısının da önceki yıllara göre 2006’da azaldığı görülüyor. 2003’te 101 olan sayı, 2006’da 82’ye gerilemiş.

iki çarpıcı veriden bana göre asıl çarpıcı ve dikkat çekici olansa şu: hazine, son 6 yıl itibariyle yabancı sermaye giriş tutarlarını verirken kazançlarından yeniden yatırıma yönlendirilen bölümleri de açıklamış. buna göre 2001’de giren 3 milyar 352 milyon dolarla 2002’de gelen 1 milyar 137 milyon doların tek kuruşu bile yeniden türkiye’de yatırıma yönlendirilmemiş. hadi diyelim ki kriz yıllarıydı, kar sağlayamadılar. 2003’te 1 milyar 752 milyon dolar girmiş. bu parayla elde edilen kazancın 132 milyon dolarını yeni bir yatırımda kullanmışlar. 2004’te 2 milyar 883 milyon dolar girmiş, kazancın 204 milyon doları yeniden yatırımlara dönmüş. 2005’te 9 milyar 801 milyon dolar yatırım yapan yabancı sermaye 81 milyon doları tekrar yatırımlara akıtmış. ve 2006’daki 20 milyar 168 milyon dolarlık rekor girişin yeniden yatırıma dönen kazanç tutarı 144 milyon dolar olmuş.

sadece şu beş şirketin geçen yılki karının bile 3 milyar doların üstünde olduğunu düşünürsek türkiye’de kullanılan 144 milyon dolara teşekkür etmemiz mi şükretmemiz mi gerekiyor? ben bilemedim.

Hiç yorum yok: