Perşembe, Mart 16, 2006

'courageous' ve 'honorable' köşecilerimiz

ruhat mengi bugünkü yazısında çarpışa çarpışa bildik -hem ahlaki, hem politik açıdan- sığ sulara çekilmiş. dün istanbul üniversitesi'nde başlayan ermeni sorunu konferansı'na davet edilen biliminsanları o toplantıya niye katılmamışlar siye soruyor ve ekliyor:

Ama Türk tarihçilerin, "demokrat, entelektüel, bağımsız vs. vs." olduğunu iddia edenlerin masadan kaçmasını neyle açıklayabilirsiniz?
Kaçak güreş
O zaman ne yapıyorlar, aynen Ermeniler gibi kaçak güreşiyor, tartışmaktan kaçıyor, dışta ve içte onlara destek veriyor, olayların yüzde yüz soykırım tanımına uyduğunu papağan gibi tekrarlıyor, Türkiye'de "alternatif görüş sunuyoruz" diyerek tek taraflı konferanslar düzenliyor ama yazılı tarihin ve Türkiye'nin bunu anlatan yüzlerce tarihçisinin karşısına çıkamıyorlar.


ingiltere'lerde, amerikalar'da okumuş mengi'nin akademik tartışmadan anladığı siyaset meydanı türü bir kapışma olunca, 'kaçak güreş' tabiri cuk oturuyor. yüzde yüz karşı görüşten insanların bir araya gelip de birbirleriyle didişmelerinden herkesin kabul göreceği bir sonuç çıkmasını beklemiyor mengi; onun derdi, bir tarafın ötekine, futbol tabiriyle 'geçirdiğine' şahit olmak. yalan söylediğini bilmesine rağmen bu pişkinliği sürdürmesinin, bu kadar alçalmasının bir nedeni bu.

mengi, müge göçek'in insanların ermeni sorunu konusunda karşıt görüşü savundukları için tehdit edildiğini, hükümet çevreleri tarafından korkutulduğunu, baskıya uğradığını, hem de bir yabancı basın organına söylemesine feci bozulmuş, orada bir yalan daha patlatıyor:

Müge Hanım, kimsenin tehdit edilmediğini, şantaj yapılmadığını ama tek yanlı bir konferansa itiraz edildiğini bilmiyormuş gibi hiç ses çıkarmıyor.

pardon? hangi gezegende yaşıyor ruhat mengi? hangi alemlerde geziniyor? adalet bakanı'nın açıklamasıyla başlayan, yargı organının üniversite'deki bir toplantıya yürütmeyi durdurma kararı vermesi gibi ancak türkiye'de görülebilecek türden bir abuklukta kararla zirveye tırmanan süreçte, mengi, üşenmeden açsın sağ basının gazetelerini kurcalasın. şairin dediği gibi, "hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten!"

daha da trajiği geliyor! köşecimiz başkasının ele geçirdiği, kendisinin de sorup soruşturmadan üzerine balıklama daldığını bir türlü itiraf edemediği yazışmaların aslını sabancı üniversitesi'nin gizlilik gerekçesiyle açıklamamasına bozulmuş. şöyle buyuruyor:

(Not: Bu arada Halil Berktay'in Feinstein ve Libaridian'la yaptığı yazışmalan çıkarmasını hâlâ bekliyorum. Sabancı Üniversitesi ise bünyesindeki bir öğretim görevlisinin özel mailini açıklamayacağını söylüyor.

Komplo mu, değil mi bunu anlayabilmemiz Halil Berktay'a bağlı... Keşke biraz da Stephen Feinstein hakkında bizi bilgilendirse...)

çamuru attıktan sonra "doğru mu ha, doğru mu?" diye elini beline koyup da çığıran biri canlanıyor gözümün önünde. halil berktay basın açıklamasında her şeyi net biçimde söylüyor. böyle bir yazışma yok diyor. mengi ise tatmin olmamış, 'açıkla' diye isteri krizleri içinde haykırıyor.

işte bizim cesur ve haysiyetli köşe sahiplerimiz.

Hiç yorum yok: