Cuma, Eylül 01, 2006

kanlı pişkinlik

hürriyet gazetesinin faustus’u ertuğrul özkök, iki yazısında türkiye’de yaşayan kürtler’e sesleniyor. 30 ağustos’ta, “bu ülkeyi seviyorsanız, pkk’ye karşı ayaklanmanızın zamanı geldi.” babında bir çağrıda bulunuyordu:

“eğer bu ülkede gerçekten bir arada ve barış içinde yaşamak istiyorsak, bunu ispatlamanın, bütünü dünyaya göstermenin fırsatı önümüzde.
ayağa kalkın.
ülkenize, çocuklarınıza, gençlerinize, vatanınıza sahip çıkın.
bu aşağılık güruhun karşısına hep birlikte dikilelim.
sesinizi çıkartın, itirazınızı dile getirin.
göreceksiniz bakın bu alçak insanlar nasıl kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırıp toz olacaklar.”

özkök’e sormak gereken birçok soru var, hatta bunların başında neden bu gezegende varolduğu bulunuyor. ancak bu çağrıları, mesela 80’lerde köylülere bok yediren, 90’larda kürt köylerini yakan askerler, diyarbakır şehrinin sokaklarında kürt hareketinin önde gelen adlarını ‘avlayan’ özel timciler için neden yapmadığını sormak, faustus’a daha uygun olur sanırım.
bundan iki gün sonraki yazısında, insan hakları derneği üyelerinin kendisine şu soruyu yazılı olarak sorduğunu belirtiyor: “acaba kürtlere tepki göstermeleri için seslenirken, ege’de, karadeniz’de, akdeniz sahillerinde ya da ülkenin herhangi bir yöresinde yaşam mücadelesi veren yoksul kürt yurttaşları hedef haline getirdiğinizi hiç düşündünüz mü?”

bundan önce sarfettiği, türk halkının kürtler’e genel bir garezi olmadığını belirten cümlelerle bu soruyu geçiştirdiğini sanıp tabir-i caizse ‘salağa yatıyor’; “el insaf, yazımdan bu sonuç mu çıkıyor?” diye, pişkince soruyor. ondan birkaç paragraf önce de, “pkk bunca terör olayı yaparken bir tek türk vatandaşı, bu ülkenin bir kürt vatandaşının evinin kapısına işaret koymadı. ülkenin her şehrinden, kasabasından şehit cenazeleri kalkarken, ülkenin tek kürt vatandaşına saldırı olmadı. evi taşlanmadı, canına kastedilmedi.” diyor. radikal’de ismail saymaz’ın haberi ve istanbul’da her gün olan; ama bir türlü gazetelere yansımayan olaylar, özkök’ü yalanlıyor. ama onun derdi yalanlanmak değil. çiller’in vakti zamanında ermeni soykırımını yalanlamak için türkiyeli ermenileri göreve çağırmasındaki faşizan tutum, özkök’ün paçalarından damlıyor.

yarın birileri kapılara çarpı atmaya başlayınca, bu yazıyı anımsayacağız. birileri çıkıp “biz kürtleri terör konusunda duyarlı olmaya çağırmıştık; günah bizden gitti.” deyince, tarihin kara bir belgesini daha anımsamak zorunda kalacağız.

1 yorum:

gaykedi dedi ki...

Gene yedi çocuk gitmiş... Bir üsteğmen, iki asteğmen, bir uzman çavuş, üç de er... Yedi şehit. Gene yürek paralayıcı görüntüler, bayrağa sarılı tabutlar, kanı yerde kalmayacaktır nutukları.Ancak bu kez ağlaşanlar köylü kadınları değil, gözlüklü, tayyör-etekli, şehirli kadınlar.Çocuklardan biri bilgisayar mühendisiymiş, öteki de bilgisayar programcısı. Birinin anası, 'vatan sağolsun demiyorum' diyor ve ekliyor: 'Devlet benim oğlum için hiçbir şey yapmadı, o koşarak askere gitti ancak devlet ne çelik yelek ne de zırhlı araç verdi, bunları çok gördü...'Ötekinin anası da, 'yavrumu en iyi okullarda okuttum, zorla askere aldılar' diyor, 'oğlum sinek bile öldüremezken insan öldürsün diye dağa çıkardılar... Oğlum şehit değil, pisi pisine öldü! Hakkımı helal etmiyorum!'

Fakat bir şeyin farkında mısınız?Geçenlerde de gene bir şehit anası 'vatan sağolsun dememişti'...Vatan sağolsun demeyenler, devleti suçlayanlar artıyor...Bu tepki, meslek sahibi şehirlilerde gözleniyor. Dikkat edin, şehit olan çavuşla erlerin ailelerinden tık yok, ya da onlara duygu ve düşüncelerini soran yok. Eskiden olsa 'acı var mı acı' diyecek bir zibidi çıkardı mutlaka, artık onların ölmeleri doğal karşılanıyor.
Acaba Çetin Altan'ın deyimiyle 'köylü çocuklarını ölüme göndermek' mubah da, iş şehirlilere gelince mi cortluyor?Köylü canı kıymetli değildir de şehirli canı öyle midir? Ölen çocuk koyun çobanıysa olay tevekkülle karşılanır da bilgisayar mühendisi olunca mı kendisine yazık olur?Birileri savaştan bıktı.Köylünün bıkacak bilinci yok, nereye göndersen gidiyor da, şehirli yoruldu....

Engin Ardic......dedikleri tartismaya deger...

http://gaykedi.blogspot.com/